Rinoplasti estetik cerrahinin en karmaşık operasyonlarından biridir. Operasyon öncesi hastanın anatomik yapısının değerlendirilmesi, nazofasiyal analizinin yapılması, operasyonun doğru şekilde planlanması ve kemik, kıkırdak ve yumuşak dokuların tümünü manipüle edebilecek bilgi ve beceriye sahip olunması gerekmektedir.
Anatomi
Burun; cilt, ciltaltı kıkırdak- kemik çerçeve ve yumuşak dokular olarak farklı anatomik yapılardan oluşmaktadır.
Burun cildinin kalınlığı burun boyunca değişmektedir. Burnun üst yarısının derisi daha ince ve daha hareketlidir. Düzgün bir burun sırtı elde edilebilmesi için alttaki kıkırdak – kemik çatı ile birlikte cildin kombine olarak düzeltilmesi gerekmektedir.
Burun cildinin kalınlığı bayanlarda daha incedir. Kemik çatıya yapılan müdahaleler bu nedenle daha kolay görülebilir hale gelmektedir. Bu nedenle bayan hastaların burun ameliyatlarında daha dikkatli olunması gerekmektedir.
Kemik- kıkırdak çatı
Burun çatısı üç kısımdan oluşur; üst kemik çatı, üst kıkırdak çatı ve alt kıkırdak çatı. Kemik çatı burnun üst üçte birlik kesimini oluşturmaktadır. Burnun şekillendirilmesi sırasında yapılan osteotomiler (kemik kırılması) ile buu alan şekillendirilmektedir.
Üst kıkırdak çatı; burnun orta kısmını oluşturmaktadır. Bu bölümü oluşturan burun kıkırdaklarının üstünde yer alan burun kemikleri ile olan ilişkileri önemlidir. Burun sırtını oluşturan bu alanda yapılan cerrahi müdahaleler kontrolsüz yapıldığında ters V deformitesi denen duruma neden olabilmektedir.
Alt kıkırdak çatı burun ucu bölgesini oluşturmaktadır. Rinoplasti sırasında bu bölgeye yapılan müdahalelerle burun ucunun belirginliği ve pozisyonu düzeltilmektedir.
Burun fonksiyonları
Burun fonksiyonları nefes alma, alınan havanın nemlendirilmesi, temizlenmesi, ısı regülasyonu ve korunmadır. Bu fonksiyonlar burun içinde yer alan septum, konkalar ve nazal kapakçıklar ile gerçekleştirilir.
Septum kemik ve kıkırdak yapılardan oluşan ve burnun ortasında bulunan bir yapıdır. Septum deformiteleri burun içindeki hava akımının bozulmasına neden olabilir. Bu nedenle ilk muayenede septumun tüm alanları dikkatlice muayene edilmelidir.
Konkalar burnun yan duvarlarında bulunan mukoza katlantılarıdırlar. Solunum sırasında havanın ilerlemesine ve nemlendirilmesine yardım ederler. Konka hastalıklarında sıklıkla konkaların çıkarılması veya kırılması gibi yöntemler uygulanır. Ancak aşırı çıkarılma durumlarında burun fonksiyonları hasar görmektedir.
Burun kapakları iki adettir. İçerde yer alan internal nazal kapak burnun en dar yeri ve havayolu direncinin en önemli kısmıdır. Burada oluşan aşırı darlıklar nefes almada ciddi güçlüklere neden olduğundan rinoplasti sırasında bu bölgede yapılan müdahalelerle genişletilmeye çalışılır.
Dış kapak burun deliği civarındadır. Burun alt kıkırdaklarındaki rahatsızlıklar burada darlığa neden olabilmektedir.
Operasyon öncesi değerlendirme
Hastaların değerlendirilmesi, yapılabilecek müdahalelerin gözden geçirilmesi ve hastayla paylaşılabilmesi açısından fotoğraf çekilmesi gereklidir.
Nazofasiyal analiz
Doğru, sistematik ve tam bir nazofasiyal analiz operasyon planlaması için kritiktir. Burun tek başına izole olarak değil, tüm yüzün bir parçası olarak düşünülerek değerlendirme yapılmalıdır.
Cilt tipi, kalınlığı ve yüzeyi muayene edilir. Sebase ve kalın ciltlerde daha agresif modifikasyonlar gerekebilmektedir. Aynı şekilde ince ciltli hastalarda özellikle bayanlarda minör değişiklikler bile dışarıdan rahatlıkla fark edilebilmektedir.
Muayene sırasında tüm yüz değerlendirilirken çeşitli oranlar tanımlanmıştır. Bu oranlar herkes için tamı tamına aynı olmayabilir. Bu nedenle her hasta özel olarak değerlendirilmelidir.
Tüm yüz kaşlardan ve burun tabanından geçen iki çizgiyle üç eşit parçaya bölünür. Ayrıca alt üçte birlik kısım ağız köşesinden geçen bir çizgiyle üçte bir ve üçte iki olarak ikiye bölünür. Bu mesafelerdeki dengesizliklerin sadece rinoplasti ile düzeltilmesi çok güçtür.
Burnun uzunluğu ağız köşesi- çene mesafesine eşittir. Buradaki dengesizlikler burundan kaynaklanabileceği gibi çeneye ait hastalıklardan kaynaklanabilir. Bu durumda rinoplastiye ek olarak çenenin uzatılması veya kısaltılması gibi ek cerrahi prosedürler gerçekleştirilebilir.
Önden bakışta burun değerlendirilirken yüzün orta hattı göz önüne alınır. Yüz orta hattı kaşların arasından çene ucuna uzanan bir çizgi ile belirlenebilir. Burnun bu hatta göre sağa veya sola kaymış olması septum cerrahisi gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Normal burun kanatları arasındaki mesafe iki göz arasındaki mesafeye eşittir. Burun kanatları arasındaki mesafenin fazla olması halinde burun kanatları üzerine yapılacak cerrahi müdahaleler ile bu patoloji giderilebilir.
Burnun kemik kısmının genişliği burun kanatları arasındaki mesafenin yaklaşık % 80’i kadardır. Kemik kısmın genişliğinin fazla olduğu durumlarda yapılan osteotomiler ile (burun kemiklerinin uygun şekilde kırılması) bu alan yeniden şekillendirilir.
Burna yandan bakıldığında ilk olarak burun kökü değerlendirilir. Burun kökü normalde göz kenarının 2 mm kadar üstündedir. Bu bölgede alın ve burun arasında oluşan açı önemlidir. Bu açı bayanlarda yaklaşık 134 derece erkeklerde 130 derecedir.
Burun sırtı değerlendirilirken burun kökünden burun ucuna bir çizgi çizilir. Bayanlarda burun sırtı bu çizginin yaklaşık 2 mm gerisinde yerleşmektedir. Erkeklerde ise burun sırtı hemen hemen bu hat üzerindedir.
Burun ucunun pozisyonu burun ve üst dudak arasındaki açı ile değerlendirilir. Bu açı bayanlarda 95-100 derece iken erkeklerde 90-95 derecedir.
Son ve en önemli aşamalardan birisi burnun içinin değerlendirilmesidir. Septum, konkalar ve kapakçıklardaki patolojiler incelenir ve uygun şekilde tedavi edilir.
Cerrahi Teknik
Rinoplasti operasyonlarında genel olarak iki yaklaşım -kapalı ve açık yaklaşım- mevcuttur. Her iki yöntemin kendine özgü avantaj ve dezavantajları olmakla birlikte birçok cerrah artık açık yöntemi tercih etmektedir. Açık yöntem ile burun içindeki hastalıklar daha net görülmekte ve bu hastalıklar daha kolay şekilde tedavi edilmektedir. Özellikle burun ucunda ciddi şekil bozukluğu olan hastalar ve ikinci kez opere olan hastalar açık yöntem ile tedavi edilmektedirler.
Anestezi
Rinoplasti operasyonu lokal anestezi altında yapılabilmekle birlikte, hasta konforu ve operasyon sürecinin kolaylaşması açısından genel anestezi altında yapılması tercih edilmektedir.
Cerrahi süreç
Burun delikleri arasından yapılan kesiyle operasyona başlanır. Burada yapılan kesi özel tekniklerle gizlenmekte ve operasyon sonrası dönemde fark edilmemektedir.
Burun kemik ve kıkırdakları ortaya konduktan sonra ilk müdahale burun sırtına yapılmaktadır. Önce kıkırdak sonra kemik yapıda yapılan düzeltmeler ile burun sırtındaki düzensizlikler giderilir.
Bu aşamadan sonra septum ortaya konarak düzensizlikler ve eğrilikler düzeltilir. Aynı aşamada konkalaradaki aşırı büyüme ve kalınlaşmalar düzeltilir.
Septum cerrahisi sonrası burnun uç kısmındaki kıkırdaklar ele alınır. Buradaki kıkırdakların şekil, boyut ve pozisyonlarındaki anormallikler kıkırdak çıkarılması, eklenmesi veya kıkırdaklar arasına çeşitli tekniklerle dikişlerin yerleştirilmesi yoluyla giderilir.
Bu aşamadan sonra burun kemiklerinin şekillendirilmesine geçilir. Burun kemiklerinin üst ve yanlarına yapılan osteotomiler (burun kemiklerinin uygun şekilde kırılması) ile gerekli düzeltmeler yapılır.
Son aşama burun kanatlarındaki bozuklukların düzeltilmesidir. Bu uygulamadan sonra burun içinde ve burun delikleri arasında yapılan kesiler dikilir. Burun içerisine tampon veya splint yerleştirilir. Son olarak burnun üstü bantlanarak ve alçı yerleştirilerek operasyon sonlandırılır.
Operasyon sonrası erken dönem
Operasyon sonrası 2–3 gün boyunca yatak istirahati gereklidir. Hastaların yatak başlarının yaklaşık 45 derece açıyla yüksek olması istenir. Bu dönemde burundan bir miktar sızıntı- kanama olabilmektedir. Gerekli görülen hastalara antibiyotik tedavisi başlanır. Burun içine yerleştirilen tamponlar 24–48 saaat sonra, burun üstüne yerleştirilen alçı, bantlar ve dikişler 7–10 gün sonra alınmaktadır.
Operasyon sonrası dönemde burun ve çevresinde şişlik ve morluklar olabilir. Bu şikayetlerin 3–6 hafta içerisinde geçmesi beklenir. Operasyon sonrası yara iyileşmesi sürecinde yara izlerinin belirginleşmesine engel olunması amacıyla yüksek koruma faktörlü güneş kremleri kullanmaları önerilir.